TRAFİK KAZALARI TAZMİNAT DAVALARI

İhtiyacınıza Uygun Çözümler...

 

Avukatlık büromuzda trafik kazalarından doğan maddi ve manevi tazminat davalarına bakılmaktadır.Trafik kazası neticesi meydana gelen yaralanma,sakatlık ve ölüm durumlarında gerek maddi tazminat haklarınız, gerekse manevi tazminat haklarınız sigorta şirketlerinden ve karşı taraftan hukuki yollarla kuruşuna kadar tahsil edilmektedir.Böylece geride kalan maddi ve manevi desteğini yitirmiş eş,çocuklar,anne baba ve kardeşlerin çektiği sıkıntılar ve acılar bir nebze olsun hafifletilmektedir.

Trafik kazaları maalesef yaşamın acı bir parçasıdır.Herkesin başına gelebilecek durumdur.Yaşadığınız acıların daha fazla artmaması ve daha fazla mağdur olmamanız için sizin veya yakınınız başına bir trafik kazası geldiğinde mutlaka bu konularda tercübeli ve deneyimli bir avukattan hukuki yardım alınız.Avukat dışındaki hiçbir şahsa veya kuruma itibar etmeyiniz.Bu tür durumlarda çok dikkatli olmalı, hesapsız ölçüsüz vaatlere kanmadan ve kandırılmadan mutlak olarak bir avukattan hukuki yardım almalısınız.

TRAFİK KAZALARINDAN DOĞAN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVALARI HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

Ölümlü trafik kazalarında maddi tazminat ne kadar olur neleri kapsar?

Ölümlü bir trafik kazası meydana geldiğinde ölenin şahsın yasal mirasçıları ölenin desteğinden yoksun kaldıkları için destekten yoksun kalma tazminatı,cenaze ve defin masrafları,vefat eden kişinin tedavi giderlerini talep edebilirler.

Ölümlü bir trafik kazasında maddi tazminat miktarı, kazanın oluş şekline,tarafların kusurlarına,ölen şahsın yaşına,mesleğine,yıllık gelirine,öğrenim durumuna mirasçıların ekonomik ve kişisel durumlarına ve trafik sigortası poliçesinin kişi başı ölüm tazminat miktarına göre değişir.Burada bir hesaplama yapılır.Bu hesaplamayı sigorta şirketleri yaptıkları gibi dava yoluna gidildi ise bilirkişiler tarafından bu hesaplama yapılır.

Ölümlü trafik kazalarında manevi tazminat ne kadar olur kimler manevi tazminat talep edebilir ?

Ölümlü trafik kazalarında manevi tazminat miktarı konusunda hakimin geniş bir takdir yetkisi vardır.Ancak hakim davada talepte bağlıdır.Talep edilenden fazla manevi tazminata hükmedemez.

Manevi tazminata karar verilirken, ölen kişinin geride bıraktığı yasal mirasçılarının çektiği sıkıntı,acı,elem,keder,olayın oluş şekli,ölenin ve yakınlarının ekonomik durumu,karşı tarafın ekonomik durumu gibi hususlar ölçü olarak alınır.Hakim tüm hususları değerlendirdikten sonra talebe bağlı olarak manevi tazminata hükmeder.Manevi tazminatı ölüm olayından dolayı acı elem üzüntü hisseden herkes talep edebilir.Ancak genel olarak ölenin yasal mirasçıları bu talepte bulunmaktadır.

Yaralamalı trafik kazalarında maddi tazminat ne kadar olur neleri kapsar?

Yaralamalı trafik kazalarında maddi tazminatı sadece kazada yaralananlar talep edebilir.Burada maddi tazminatın miktarı yine kazanın oluş şekli,kusur oranları,sakatlık oranı,yaralanan şahsın geliri ve diğer kişisel durumlarına göre sigorta şirketleri veya dava açıldığı takdirde bilirkişiler tarafından belirlenir.

Yaralamalı trafik kazalarında maddi tazminat olarak;Tedavi ve hastane giderleri,kazanç kaybı, Çalışma Gücünün Azalmasından veya Yitirilmesinden Doğan Kayıplar ve Ekonomik Geleceğin Sarsılmasından Doğan Kayıplar talep edilebilir.

Yaralamalı trafik kazalarında manevi tazminat ne kadar olur kimler manevi tazminat talep edebilir?

Yaralamalı trafik kazalarında da yine hakimin takdir yetkisi vardır.Hakim burada da taleple bağlıdır.Talepten fazla manevi tazminata hükmedemez ancak daha azına hükmedebilir.

Her ne kadar hakimin takdir yetkisi varsa da hakim takdir yetkisini kazanın oluş şekli,kusur oranları,meydana gelen sakatlığın durumuna ve sakatlığın verdiği acı,elem ve kederin boyutuna göre karar verir.Burada manevi tazminat talebinde öncelikle kaza geçiren kişi talepte bulunabilir.Ancak onun dışında bu kaza ve sakatlanmadan dolayı acı elem duyan kazazedenin diğer yakınları da tazminat talebinde bulunabilirler.

Trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinde zamanaşımı süresi var mıdır? Varsa ne kadardır?

Gerek ölümlü gerekse yaralamalı trafik kazalarından doğan tazminat talepleri için, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "zamanaşımı" başlıklı 109.maddesinin 1.fıkrasında 2 yıllık ve her halde 10 yıllık zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir.Ancak bu zamanaşımı süreleri daha çok maddi hasarlı kazalar için söz konusudur.Çünkü aynı maddenin 2.fıkrasında "Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." Denilmektedir.Dolayısıyla,ölüm ve yaralanmalarda 109.maddenin 2.fıkrasındaki uzamış ceza zamanaşımı süreleri uygulanır.Bu hüküm herhangi bir ayırım yapılmaksızın sürücü, işleten, girişimci, sigortacı hakkında uygulanır.

Ceza zamanaşımı süreleri(uzamış), eski 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 455-459.maddelerindeki eylemler nedeniyle 102.maddeye göre, bir ölü veya bir yaralı varsa 5 yıl, birden fazla ölü ile bir ölü ve bir veya birden fazla yaralı varsa 10 yıl iken, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonra Yasa'nın 66'ncı maddesine göre, zamanaşımı süreleri ölümlerde 15 yıl, yaralanmalarda 8 yıl olmuştur.Yaralamalı trafik kazalarında ayrıca 8 yılın tamamlanmasından sonra 2 yıllık Karayolları trafik kanunundan doğan süreler uygulanır. Eğer aynı olayda hem ölü, hem yaralı varsa tümü için zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Trafik kazalarından doğan tazminat davalarında yetkili mahkeme neresidir?

HUMK'un 9/3. maddesine göre, bir davada davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin ikametgahında açılabileceği gibi, aynı Kanunun 21. maddesi uyarınca, haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği ifade edilmiştir.

Diğer yandan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu' nun 110. maddesinde özel yetki kuralı getirilmiş olup, "motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir" hükmüne yer verilmiştir.

Bu madde hükmüne göre, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, Zorunlu ve İhtiyari Sorumluluk Sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde, hem bu kanun hem de HUMK'un 9. maddesi uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin son cümlesinde yer alan, "kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de dava açılabileceği" kuralı, kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. Bir dava için birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, bu genel ve özel mahkemelerden hiç birisinde dava açmaz, yetkisiz bir mahkemede dava açarsa, o zaman seçimlik hakkı davalılara geçer.

Trafik kazalarından doğan tazminat davalarında görevli mahkeme hangisidir?

HUMK'un 9/3. maddesine göre, bir davada davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin ikametgahında açılabileceği gibi, aynı Kanunun 21. maddesi uyarınca, haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği ifade edilmiştir.

Diğer yandan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu' nun 110. maddesinde özel yetki kuralı getirilmiş olup, "motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir" hükmüne yer verilmiştir.

Bu madde hükmüne göre, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, Zorunlu ve İhtiyari Sorumluluk Sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde, hem bu kanun hem de HUMK'un 9. maddesi uyarınca bu davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinin son cümlesinde yer alan, "kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de dava açılabileceği" kuralı, kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan bir seçimlik haktır. Bir dava için birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda seçimlik hakka sahiptir. Davacı, bu genel ve özel mahkemelerden hiç birisinde dava açmaz, yetkisiz bir mahkemede dava açarsa, o zaman seçimlik hakkı davalılara geçer.

Yazılarımız

Randevu Talebi